Şükrü Erbaş ( Ömür hanımla güz konuşmaları)

 Ve güz geldi Ömür hanım, dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik  bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı..ve yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bulantı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?

  Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize?Acıyı görmeyen, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan  mutluluktan, sevinçten, umuttan ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu ? Bir güz düşünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak degil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz onca şu yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanların sınırını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?

Yorumlar

Popüler Yayınlar