anlaşılmak değil konuşmak..

Şimdi sizlerle konuşmak hakkında konuşalım. 

  Bir şeyi ifade ederken direkt mi söylersiniz yoksa cümleler etrafında dolanır mısınız? Direkt söyleyenlere patavatsızlıkla açık sözlülük arasında fark var mı dersiniz? 

  Söylemek istediği şeyleri nasıl kelimelere dökeceği konusunda fikri olmayanların derdi vardır diye yorumlarım ben. Ya da belki mevzu o kadar derin değildir de yalnızca kelime hazinesi genişliği yetmezdir. Ya da belki daha basit, konuşmayı beceremiyordur. Olabilir, yargısız.. 

  Belirsizlikle gidip gelen, bahanelere sığınmaktan zevk alan kaygılı insanların dünyaları şifa bekler ama nafile .. Efsaneye göre annenin doyuramadığını dünya doyuramaz. Sığınacağı limanı olmayanları, birilerini suçlarken yakaladığınızda tanırsınız. Fatura kesmek, sorumluluk almak ve kendisinden bir şey isteneceğini sezdiği anda ortaya çıkan cümleler ile konuşmak zordur. Anlaşmak zordur. Anlaşılmayı beklemek bu hayatta ölmek istememekle aynıdır. Tüm felsefe, edebiyat anlaşılmak ve kabul görülmek üzerine yazmaz mı zaten.. Tüm insanlık, işlenilen suçlar, edinilen hastalıkların temelindeki yegane sorun değil midir anlaşılmak?

  Anlaşılmak üzerine ayrıca konuşalım .. Konuşmak ile anlaşılmak farklıdır zira.. 

Bedia Ak..