İNSANIN ÇOCUKLUĞU DERDİNİ SÖYLEMEKLE ONA ÇARE OLMANIN AYNI ŞEY OLMADIĞINI ANLAMAKLA BİTER..

  Şükrü Erbaş diyor ki  "eskiden her konuda konuşurdum istekle, bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi."

  Ne oluyor? Yaşlanıyor muyuz? Yaş alıyor muyuz? İkincisi. Sınırlar ne güzel şey Olric. Kişilerin yada kurumların pervasızca nasılsa kırılmaz dediği zamanları nasıl da gerilere koydu. Bu arada Olric Oğuz Atay'ın "tutunamayanlar" kitabında konuştuğu hayali arkadaşıdır. Diyaloglar popüler olduğundan Olric de efsane olmuştur. Kitabı okumadım, artık her şey internette var, ne gerek var kitaba. Öyle uzun uzun cümleler okuyamam ben. Kitap okumaya vaktim olmuyor. Her haltı yiyorum ama kitaba gelince bir yoğunluk ki sorma gitsin. Her neyse.. Siz beni anlayamazsınız ki klişesine girmeyeceğim. İsmet Özel'inde dediği gibi "ben yanlış anlaşılmayı bile nimet kabul ediyorum. Rahatsız olduğum şey beni yanlış bile anlamıyorlar. Hiç anlamıyorlar yani.Yoksa beni gerçekten anlayacak olsalar hiç konuşmam"

  Bir kitapta okudum "insanın çocukluğu derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını anlamakla biter." yazıyordu. Öyle mi dersin? Ben katılmıyorum, çare olsun diye değil hafifletmek için bile anlatır insan. İnsanın acısını yine insan alır. Velhasıl iyiyiz böyle. Yaşlar ve ben. Çalıştığım yerde bir arkadaşım  nasılsın hocam diye sorduğunda iyiyiz hamd olsun deyince siz kaç kişisiniz ben seni sordum demişti. Sahi düşündüm ben kimdim? Biz kimdik? Siz kimsiniz?

Bedia Ak..

Yorumlar

Popüler Yayınlar