BİYOGRAFİ YAZMAK İSTERKEN

  Merhaba , ben Bedia Akdağ. Kurumun sevgi öğretmeniyim, yani çocuklarımızın sevgi derslerine eşlik edeceğim. Dersin isminden de anlaşıldığı üzere evvela kurumumuz sonra biz eğitimciler olarak önceliğimiz yaptığımız şeyin  sevgi ile yapılmasıdır. Klişedir fakat yıl içerisinde söylediklerimizi pratikte gördüğünüzde hep beraber huzurlu olacağız diye düşünüyorum.Bendeniz kendimi kısaca tanıtacak olursam, Anadolu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum.Bununla beraber  Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisiyim. 2015 yılından bu yana okul öncesi platformlarında  aralıklı olarak görev yapmaktayım. Özel bir dershanede Etüt Koordinatörlüğü yaptıktan sonra Çağrı Merkezi’nde Müsteri Temsilcisi olarak başladım ve Kariyer Net projesinde Satış Temsilcisi olarak bitirdim. Sonrasında  kendi sektörüm olan okul öncesi değerler eğitimi mesleğime gönüllü ve şevkle geri döndüm.Çocuklar ile kendilerine olan merakımı anladıkları için iyi anlaşıyoruz. Çocukları sevmek ile anlamak arasında çok büyük bir fark vardır. Sevmek, geçici olarak sevmek hepimizin yapabildiği bir şey, fakat anlamak bambaşka. Tatlı bir çocuk gördüğümüzde hepimiz refleks olarak sevmeye yanaşır ve göz kırparız. Fakat bu uzun sürmez, süremez. Tatlı ve sevimli olduğu için bir müddet ilgi gösteririz . Gerçekte anlamaya çalışmak, konuşmaya çalışmak, sorular sormak gerekir. Yanağını sıkmak, göz kırpmak sevgi değildir, geçici ilgidir. İzin almadan sevmeye hiç girmiyorum bambaşka bir başlık o konu.

Değerler eğitimi nedir ve nasıl öğreteceğim hangi eğitim metodlarını izleyeceğim, bundan kısa ve net bahsedeyim. Waldorf, Reggio Emilia ve Montessori dediğimiz alternatif eğitimi kullanacağız biz.  Hepsinin teoride anlamlarını anlatmak yerine net bir şekilde şunu söyleyebilirim ki her çocuğun kapasitesi göz önüne alınarak sürü psikolojisi, birbirleriyle yarıştırmak gibi basit hataları yapmayıp eğitimin içeriği her neyse çocukta hikayeleştirerek, kendisi ile bağ kurdurarak ve son olarak içselleştirip eğlenceli şekilde bireysel olarak ilgileneceğiz demektir.

   Peki değerler eğitimi nedir? Çocuğumuza hayatı boyunca katkı sağlayıp, bilinmesi gerektiği gibi davranışa da dökülmesi gereken evrensel değerlerdir. Sevgi,saygı,dürüstlük,sorumluluk,adalet,vicdan gibi….. Evvela harfleri hikayeleştirerek anlatacağım, hep beraber öğreneceğiz sizden destek isteyeceğim bu süre zarfında. Tekrarlanmayan her bilgi unutulmaya mahkumdur, uzun belleğe geçmesini istiyorsak öğrendiklerimizin en az 21 gün düzenli tekrar yapmalıyız. Harfler bittikten sonra harekeler, cezm, şeddeyi öğretip, cüz okutmaya geçeceğim, burada artık herkesin evde desteğine göre bireysel alacağım çocukları. Elif satırını bitiren be harfine geçecek gibi. Haricinde süphanekeden başlayıp beden dilimizle oyunsallaştırarak ve elbette eğlendirerek süreleri ezberleteceğim ve tabi ki evde tekrarlamanızı isteyeceğim, çocuk kendi ağzından okumasa bile ki beden dilimle öğrettiğim için ilk zamanlar hareketlerim olmadan okuyamazlar, okuyamasalar bile yatarken yada çocuğunuz başka bir şey ile meşgulken bile sizin okumanızı isteyeceğim. Dinlemiyor gibi görünen çocuk aslında algılarının en açık olduğu zamandır, bana bak beni dinle diyerek komut almadan tekrar edilen bilgi çocuk yüzünüze bakmıyor olsa bile öğrenilir, merak etmeyin. Aslında benim en çok önem verdiğim  ve öğretmekte daha çok çaba sarf ettiğim şey, adaplar. Yani kısaca edep, nezaket. Çocuk sureleri orta okulda da ezberler, fakat saygı daha önceliklidir. Örneklendirmek istiyorum, sorumluluk mesela. Misafir adabı var müfredatımda . Misafir geldiğinde hoş geldin demeli, güler yüzlü olmalıyız, annemizin yaptığı ikramlara yardımcı olmalı, oynanmasını istemedğimiz oyuncağı ortada bırakmamalı ve odamızı düzeltmeliyiz. Yada en önemlisi tuvalet adabı. 6 yaşlar için kritik bir dönem, zira okula başladığında kimse pantolonunu çekmeyecek, öğrenmeli.  Sol ayakla girmeliyiz, tahareti şöyle şöyle yapmalıyız, işimiz bittikten sonra sifonu muhakkak çekip ellerimizi yıkamalıyız, erkek çocular oturarak yapmalı, ama öğretmenim benim babam ayakta yapıyor! Buyurun, eğitim ailede başlar, bunu unutmayalım, unutturmayalım. Çocuğunuz evde dut yemiş bülbülken okulda canavara dönüşebilir, psikolojik destek almamız gereken zamanlar olacak, biz bunun için varız.