DÜNYAYA SUSMAK İÇİN GELEN YOKTUR...



 Yazmak, yazabilecek kadar yaşamış olmak, yazabilmek ve anlaşılabilmek. Anlatabilmek ve anlaşabilmek.
  Güneşin batışını seyrederken yaşadığın o hissi anlamayacak kimse hiçbir zaman.Orada öylece duran koltuğa bakarken ne düşündüğünü de.. Anlaması için kendi hayatından ve hatta kendinden sıyrılıp sen olması gerekir ki anlayabilsin. Bu zor değil, imkansız !

 Pencerelerimizin renkleri farklı. Herkesin rengi, kokusu, tadı farklı. Kimi negatifte nirvanada kimi pozitiflikten sıyrılamıyor. Kimi konuşmaktan istifa edip dünyaya susmaya gelenlerden, kimi susmaktan hiç nasibini almaya niyeti olmayanlardan. Hangisiyiz? Vicdanlıyız da kime göreyiz? Neye göreyiz? Adaletin yerini ceza aldığından beri neredeyiz? Bir çocuğa vicdanı öğretmek isterken ceza değil de yaptığı eylemin bedelini bilmesi,görmesi daha doğru olmaz mı ? Asıl o zaman vicdan işlemez mi ?

  Öteki' ne tahammülümüz yok. Bırak farklı düşünmeyi, aynı düşünmeye bile tahammülümüz yok. Öfke boyumuzu aşmış. Neden öfke? Çünkü en kolayı o . Birisine çok fazla öfkelendiğinizde beni çok öfkelendirdin demek yerine  oturun şunu düşünün. Bu olay benim hangi tarafımı bana hatırlattı da, hangi damarıma, hangi zaafıma dokundu da ben bu kadar öfkelendim? Bu dışavurum nedir? Karşımda kendimde görüp tahammül edemeyeceğim ne gördüm de hoşuma gitmedi diye sorun. Zaten mütemadiyen sonrası yokuş aşağıdır.. Selametle ....

Bedia Ak..

Yorumlar

Popüler Yayınlar