İDDİASINDAN VURULAN BİZDENDİR....

  Ne geliyorsa başımıza teslim olamamaktan. Başımıza ne gelmesini istemiyorsak teslim olamadığımızdandır. Her şey bizim kontrolümüzde olsun istiyoruz, her şey bilgimiz dahilinde olsun istiyoruz. Bilmek istiyoruz, inanmak değil. İnansak hakikaten inansak bildirilecek bize ama o kadar aciziz ki kendi küçücük aklımız ve olmayan irademizle kafa tutuyoruz. İnsan mutluyken bile isyan eder. Mutsuzken daha fazla. Şikayet etmenin suçlamak olduğu gibi.Teslim olmak nedir bilmeyenler var, açıklayayım.Küçük yaşlarda gençliğinizin tam ortasında ailenizden ayrı kalıp ilim öğrenmediyseniz teslim olabilmeyi tam olarak anlayamazsınız. Nereden anlayacaksınız ki. Siz benim söylediklerimi yanlış bile anlayamazsınız. yanlış anlaşılmayı bir nimet kabul ediyorum bende İsmet Özel gibi. O kadar anlamıyorlar ki yanlış anlamak nimet benim için, anlayacağınızı bilsem hiç konuşmam diyordu ya aynı o hesap.. Ne kadar kibir kokuyor değil mi bu cümleler? Ne kadar iddialı? Merak etmeyin. İddiamdan vuruluyorum her geçen gün.

T  eslim olmakla alakalı bir anekdot anlatıp defolacağım. Bir programın sonunda ayakkabılarımızı alırken babaannem ayakkabısını bulamadı. Babaanneme bugün hangi ayakkabısını giydiğini  sorarken hocası gelip "buraya koymuştum teyzeciğim buyur ayakkabın" dedi. Babaannem ayakkabı benim mi, bunu mu giymiştim acaba, bu mu benim ayakkabım demeden aldı ve giydi. Bir saniye bile tereddüt etmedi.İşte teslimiyet budur. Bu çok büyük bir örnektir. Yine bazı idraksizler bu örneğin hakikatini anlayamasa da tam olarak budur.Teslim olalım, teslim olun. İtaat edin rahat edin demeyeceğim zira anlamı kötüleşti bunun da.Yada teslim olmayın kendi kaderinizi kendiniz yazdığınızı düşünüp, bunu da yanlış yazmışım deyin ve avunun o zavallı iradenizle..

Bedia Ak..