Y NESLİNDEN BİRİyim (kendi yazım)

   Bir köyde öğretmen değilim, eğitimci değilim, yalnızca topu topu 2 senemi 4-6 yaş grubu Anaokulunda geçirmiş bulunmaktayım.

   2012-2013 yıllarında kafamın hep dumanlı olduğu zamanlarımı çocuklar ile geçirdim, harika bir deneyimdi.Çocukları sevmez, onlarla eğlenmeyi bilmezdim ta ki anaokuluna girene kadar.Çalışırken bazen sınıftan çıkıp yapamıyorum bu çocuklarla, bırakmak istiyorum diye ağladığımı hatırlıyorum.Çünkü onların dillerini bilmiyordum.Meğer ne yalın dilleri varmış. O yıllarda asla başıma gelmez dediğim şeyleri yaşarken, sınıfa her girdiğimde onların coşkusuyla yendim bazı belaları.

   Instagramda, kendisine verilen çikolatayı neden yemediği sorulunca evdeki 3 kardeşimle paylaşacağım diyen bir küçük tatlı kız gördüm. Bilmiyorum size de oluyor mu ama ben hep mahcup oluyorum, eziliyorum, büzülüyorum. Anadolu 'nun ücra köşelerinde eğitmen olmayı isterdim açıkçası. İnsanın merhameti, şükrü oralarda cilalanır muhakkak.Yoksa büyük şehirlerde kocaman evlerimizde ,sitelerimizde anlayamayız diğerlerini. Yanlış anlaşılmasın bu bir acıma değil ! bu bir isyan değil! bu bir onların hayatına  ne bedbahtlar deyip kendi hayatına şükretmek değil !Bu farklı pencereden bakmak. Anaokulunda çalışmaktan sıkılıp, çevre okulda öğretmen olmak istediğimi söylediğimde amcam bana, "ha sen kendine macera arıyorsun" demişti.Eğitmen olmak istemek macera değildi bana göre ama demek ki dışarıdan öyle görünen bir hal vardı ki amcam böyle demiş olmalıydı.

   İki Dil Bir Bavul belgeselini izlemiştim, Doğu'nun en ücra köşesine  atanan bir öğretmeni anlatıyordu, garip geliyor ama, sert saçlı pırıl pırıl kızlar, ayakkabılarının ucu delik olan oğlan çocukları, ayağına poşet giyen babayiğit çocuklar, yaz tatilinde kitap okuyacak mısın sorusuna mertçe hayır öğretmenim, yazın çalışıyorum diyen evlat.İstisnasız hepsi büyüyünce ne olmak istersin sorularına ; köyümde ki çoçuklara öğretmen olacağım, köyümde ki insanlara toprak alacağım gibi hep yardımsever, faydalı, dürüst meslekler söylemişlerdi. Bir kitaptan uyarlanmış değil bu söylediklerim, gerçek bir köy, gerçek insanlar,gerçek hayatlar. Anadolu insanı öğretir insana, insan olmayı...

  Y ve Z nesline sor ne olmak istiyorsun diye; özgür, hür olmak istiyorum, şehir şehir gezmek istiyorum, KENDİME faydalı insan olmak istiyorum der. Yine yanlış anlaşılmasın bunları yapmasınlar demiyorum ki yapsınlar, ama meslekleri evvela iyi insan olmak olsun.Yoksa hukuk bölümünü seçip sonradan katil olmasınlar!

  Annelerimiz anlatırken çok uzak ve garip geliyor bize. Önceden hangi zamanda yaşamak isterdin sorusuna elbette ileri çağda, yapay zekaların olduğu, teknolojinin son raddede olduğu,insan robotların olduğu zamanlarda isterim derdim.Fakat durum şu an öyle değil. Eskilerin mücadelesini görmek adına, hatta o mücadeleyi vermek adına kesinlikle X neslinin  yüzyıllarında dünyaya gelmek isterdim. 92'li olduğum için Y neslindenim ve bazen neslimle hiç gurur duyamıyorum.

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Doğrusu tamda uzerine basmişsin.bugun gamze özçeliğe yazmistim.keske sizinle o cocuklarla beraber o huzuru yakalayabilsem diye...bende cocuklarla huzur bulanlardanim...ama anadolunun bağrindaki köylerdeki miniklerle de buluşmakk istiyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar