“NE OLMAK İSTERSİN ? “ SANANE ..


"Büyüyünce ne olmak isterdiniz"? Artık o kadar duyuyoruz ki bu soruyu önümüze çıkan beş yaşındaki çocuğa da,  yirmi yaşındaki yetişkine de aynı soruyu otomotikman soruyoruz. Neden sorulur ki ? Şimdiki aklım olsa bu soruya tüm kalbimle SANANE diye cevap verirdim. Ya da hiç bir çocuk iyi bir insan olmak istiyorum demez? Çünkü neden desin ki ...

Ben 5 yaşlarındayken bu soruya hanımları halkaya toplayıp ellerini açtırıp hoca olacağım diyerek cevaplamışım.  İlkokulda iken evdeki gazeteleri, öyküleri okuyup spiker olmak istediğimi hatırlıyorum, ses kayıtları yapardım, kendimi dinlerdim, kendim fon müziğimi, rap ve şarkımı yapardım ses kayıtlarında. Kendi aranjörlüğümü yapardım:)

Ortaokulda iken işleri biraz daha büyütüp  annemin evde olmadığı günlerde sunuculuk yapar, program sunardım, annemin evde olmaması lazımdı çünkü boya kalem kutusuyla alkış yapmam gerekiyordu o da ses yapacaktı büyük ihtimalle  annem kızmazdı fakat düşünceli çocuktum işte:) Durumlara psikoloji olarak sonra beraber bakarız, şimdi değil.. Psikolojik okursak kimse temiz değil :) Neyse .. Konuklarım olurdu, genelde Yıldız Tilbe yürü anca gidersin şarkısıyla girerdi stüdyoya falan filan:) Orta son sınıfa geldim, herkes bana gülüyordu, baktım, mizahı iyi yapıyorum sandım, Cem Yılmaz olurum sandım, hiç aklıma salak olduğum için arkadaşlarımın güldüğü gelmezdi:) Şunu söyleyip kendimi övmeden asla geçmeyeceğim, şu an müthiş ironik mizahımla gurur duyuyorum.Bir gün derste İnkilap hocamızın ne olmayı düşünüyorsun sorusuna ciddi ciddi konservatuvar okuyup stand-upçı olacağım demiştim, iyi gülmüştü, şimdi anlıyorum neden güldüğünü:)


Yine ortaokuldayım, daldan dala atlarken  roman yazacağım diye babamın müsvedde kağıtlarına bilgisayardan özene bezene  bir hikaye uydurdum ama şimdi dönüp bakıyorum da olmaz olsun böyle hikaye. O zamandan belliymiş dramatize etmeyi sevdiğim. Beş kişilik aile var ki bizim aileyi düşünerek yazıyorum, ortanca kız hasta, ben oluyorum o kız , kanserden ölüyor tövbe Yarab :)  Evin en küçüğü kardeşim kahroluyor falan  yazdığım sayfalarca saçma romanın yalnızca burasını net hatırlıyorum. ama romanımın adı hayatın gölgesiydi. Neyin gölgesiyse artık, bilinç altımın temizlenmesi gereken anıları var. Farkındayım.

Herkesin vardır böyle anıları, ama şunu eklemek istiyorum. Genelde herkes çocukluğunda dünyayı kurtarmak, insanları kurtarmak gibi kahramanlık özentisi olur da sorulunca doktor olup insanlara şifa olacağım, mimar olup güzel evler yapacağım derler ya, düşünüyorum da hiç öyle kurtarma derdim olmadı, kendimi kurtarma derdinde miydim ya da kahraman olmaya, kurtarmaya gerek mi duymadım bilmiyorum. Ama ne olduysa ve şu an ne haldeysem iyi ki diyorum..

Saygılarımla,
Bedia Akdağ

Yorumlar

Popüler Yayınlar