KUŞ BAKIŞI “kendi yazım”

Adım Halime Bedia Akdağ. Halime ismimi 40 yaşından sonra kullanacağım derim hep, zira anlamı bana hiç yakışmıyor, halim selim sakin monoton bir kız değilim ben. Fakat Peygamber Efendimizin süt annesinin ismi olması hasebiyle gurur duyuyorum. Bedia ismiyle daha çok müsemmayım, neşeli,idealist, beğenilen demek.
  İlkokulumu Giresun'da okudum, babam o yıllarda üniversitede araştırma görevlisiydi. Babamın okuluna gidip tahta kalemlerini alıp, bitirinceye kadar öğretmencilik oynardım sınıflarda. Nedendir bilmem oynarken sürekli çocuklara bağırırdım, hayali olarak işlem yapamayanlara elimde ki oklavayla döverdim. Artık ne gördüysem öğretmenlerimden! Hayır babam öğrencilerine sert bile davranmazdı. Üniversiteli büyük öğrencilerdi zaten.
  Ortaokula Konya'da başladım. Babam Selçuk Üniversitesi'ne geçmişti. Şükriye Onsun İlköğretim Okulu en deli zamanlarımdır benim. Seneye de giyersin diye aldığımız eteğimizi kısaltmadan adım atmaz, okulun en haşarı çetenin üyelerinden biriydim. Bir gün çeteyle beraber okuldan kaçmıştık. Tevafuk o ki annem sınıfa gelip beni sormuştu ve kaçtığımı öğrenmişti.Akşam evde iyi bir fırça beni bekliyordu.Babam karşısına oturttu beni. Üç dakikalık bir sessizlik hakim oldu salonda, ben halı desenlerini ezberliyordum her gencin yaptığı gibi. Açıkçası babamdan bir tokat bekliyordum çünkü sinirliydi. Yüzüme bakarak tek bir şey sordu. " hatanı anladın mı ? " Ne diyeceğimi şaşırmış, yemediğim tokatın sevinciyle beraber  yediğim lafın ağırlığı derken dedim ki "anladım baba." Anladığımdan değil de. O esnada babam bana bir tokat geçirseydi mütemadiyen okuldan kaçtığımı değil, babamın bana attığı tokatı hatırlayacaktım. Bir daha da okuldan kaçmadım.26 yıldır babam bir defa tokat attı bana o da sabah namazına kalkmadığım gerekçesiyle.

Kanımın deli aktığı zamanlarla beraber 8. sınıftan sonra lise dönemine geçeceğim de medreseye gittim. Dört yıl İlmi Sarf- İlmi Nahiv, Akaid, Fıkıh, Kelam, Hadis ve fesih Kuran-ı Kerim Eğitimi aldım. İstanbul'a gidip bir yıl da orada kaldıktan sonra Konya'ya geri döndüm. 4 yıllık süre zarfında öğrendiklerimi anlatsam ömür yetmez. 70 yaşında insanın öğreneceği ilimleri öğreten hocalarımdan Allah Razı Olsun. Şu anda bile ve hayatım boyunca bende bir altın bilezik görevi yapacak , Mevla ile aramda olsun, insanlar ile aramda olsun her daim bana rehber olacak bilgiler edindim. Benim yaşımda olup dini temeli sağlam olmadığı için savrulan insanlardan olmadığım için mutluyum. Medrese eğitimim bittikten sonra öğrendiklerimi öğretmem gerekiyordu, 2 yıl özel bir yurtta, 2 yıl da  kreşte Eğitmenlik yaptım.Kreş hayatı bana çok şey kattı, insanlarla iletişim gibi gibi. Artık sıkılmıştım aynı kişileri görmekten ve yine güzel bir tevafuk ki  özel bir Dershanede  Etüt Koordinatörlüğüne başladım. Hani bir kırılma noktası, dönüm noktası olur ya, işte bu dershane benim için öyleydi. Kendi dünyamdan çıkmış fakat daha geniş çemberde çok da iyi olmadığımı anlamıştım, ya da anlattılar.Lise mezunu olmadığım için ki insanların sorduğu ilk şey ne mezunusun sorusu olduğundan öncelikle liseyi tamamladım.Ayşe Kemal İnanç İHL mezunu oldum. Ve elbette  herkesçe malumdur ki İlahiyat Fakültesine geçiş yaptım. Dershaneye ilk başladığım zamanlar hocalarım, arkadaşlarım çok arapça konuştuğumu, anlamakta güçlük çektiklerini söylerlerdi. Henüz lise mezunu bile değilken, benim onlardan kelime öğrenmem gerekirken onlar benden arapça öğrendiler demeyeceğim, ben konuşmamı türkçeleştirdim  diyeceğim ne yazık ki. Bunu da cahilliğime verin artık. Bir seneyi tamamladıktan sonra Dershaneler kapandığı için Koleje geçiş yaptılar fakat ben geçemedim. Eksikliğimden değil, fazlalığımdan dolayı. O gün çok üzülmüştüm fakat şer sandığımız şeylerin hayırlarını sonradan fark ediyor ya insan... Şimdi iyi ki diyorum, Koleje geçememem de benim için kırılma noktasıymış meğer.Ama burada ki kırılma noktasını anlatamam, anlatırsam da anlamazsınız zaten.
Sonra ki yıl koleje geçemememde ki hayrı yıllar sonra görmüş biri olarak hırsımdan Comdata İletişim Çağrı Merkezinde Vodafone Gsm projesinde işe başladım. Burada insanlarla iletişim çok kolaydı, dahası iletişim yoktu tek derdimiz çağrı almaktı. Daha çok atanamayan öğretmenler ya da iş bulamamış, geçici olarak gelmiş insan çoktu.Üç aylık süre zarfında yoğun çağrı sürecinden sonra beni diksiyonum ve ikna kabiliyetimden dolayı Kariyer.net Projesine Tele Satış Danışmanı olarak geçirdiler. Çalışma saatleri çok daha iyi, hafta sonları tatil ve profesyonel bir işti.Benim için bir terfiydi. Aylar geçti Takım Lideri, Kalite Kontrolü Pozisyonlarında yükselmek için 80 kişilik toplulukta  mülakata girmeye hak kazanmış 4 kişiden biriydim. Elbette o kadar değil, 1 senelik deneyim yetmedi, mülakatı geçemedim.Yazın artık iş yoğunluğundan ve vasat yöneticilerden sıkıldığım gerekçesiyle istifa ettim. İstifa etmemde babamın da büyük bir payı vardı ki her gelip gitmede muhatap olduğum insanların benim kalemim olmadığından bahsediyordu.Hülasa ayrıldım iş yerinden.
2 senedir evde kendime yatırım yapıyorum. İlahiyat Fakültesi mezunu oldum. İslam Tarihi alanında yada bir çok alanda okumalar, izlemeler, dinlemeler yapıyorum. Mümkün Mertebe sempozyumlara katılmaya çalışıyorum Bir ara İsmet Özel'in "kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafasının olduğunu hatırlar" sözünü yaşıyordum, geçti şükür. Bir ara Dostoyevski' ye bulaşıp huzursuz kalmıştım, o da geçti şükür. Kafka'ya, Camus'a, Marx'a, Freud'a da bulaşmışlığım vardır. Yanlışları görmeden doğruyu bilemiyor insan. Şu an Fromm' un Sahip Olmak ya da Olmak kitabını okuyorum. Elbette bunların yanı sıra en büyük rehberimiz olan Kuran-ı Kerim'i okumayı ihmal etmiyorum. Bahadıroğlu, Mısıroğlu dinliyorum gibi gibi gibi...

Yorumlar

  1. Sen neymissin be abi 🙃🙃

    YanıtlaSil
  2. Otobiyografinizi okuduk hocam kısmen .

    YanıtlaSil
  3. herzaman senin içinde küçük dünyaya sığmayan biri vardı dışındaki bedia ile içindeki halime ruhu birleşip efendimizin dünyevi açlığına niğmet olmaya vesile olan Hzhalime gibi; İnsanların aç kaldıkları yönlere tecrübelerini kaleme alarak kalbine ruhuna ilham olmaya çaçalışmışsınYazılarından anladığım ve çıkardığım ders ;şudurki medresede diz çökmek asla boşa çekilen bir ayak ağrısından ibaret değil gelecekte ki her güzellik için ödenmiş harkulade bir yatırımdır

    YanıtlaSil
  4. herzaman senin içinde küçük dünyaya sığmayan biri vardı dışındaki bedia ile içindeki halime ruhu birleşip efendimizin dünyevi açlığına niğmet olmaya vesile olan Hzhalime gibi; İnsanların aç kaldıkları yönlere tecrübelerini kaleme alarak kalbine ruhuna ilham olmaya çaçalışmışsınYazılarından anladığım ve çıkardığım ders ;şudurki medresede diz çökmek asla boşa çekilen bir ayak ağrısından ibaret değil gelecekte ki her güzellik için ödenmiş harkulade bir yatırımdır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok doğru özetlemişsiniz hocam da isim alabilir miyim? tanıyorum sizi de

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar